Turkish » German

I . güç <-cü> N

1. güç:

güç
Kraft f

2. güç:

güç
Gewalt f

3. güç:

güç
güç

4. güç:

güç

5. güç (von Maschine):

güç

6. güç (von Motor):

güç

7. güç:

güç

gizil güç A. PHYS

gizil güç

güç bela ADV

güç bela

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish
Yeniden bu acı günlere dönmemek için, işleri düzene koyacak ve barış ortamını kuracak "dürüst bir otokrat"ta kurtuluşun bulunması güç olmadı.
tr.wikipedia.org
Kullanılan elektriğin çeşitlendirilmesi,1871 öncesinde elektriksiz hayatın varlığına inanılmasını güç hale getirdi.
tr.wikipedia.org
Projeksiyonistler de tiyatroda çerçeve oranını projektördeki film taşıma mekanizmasına güç veren voltajı kontrol eden bir reostayı ayarlamakla değiştirebilirlerdi.
tr.wikipedia.org
Diğer toplumlar, sömürgeci güçleri başlarından attıktan sonra bile hala refah ve güç konusunda duraksama yaşıyorlar.
tr.wikipedia.org
Uçak motorları içten yanmalı motorlara göre düşük verimli olsa da güç/ağırlık ve güç/hacim oranları bilinen motorların en yükseği olduğu için tercih edilirler.
tr.wikipedia.org
DPA saldırıları, basit güç analizi kullanılarak analiz edilemeyecek kadar fazla gürültü içeren ölçümlerden sırları alabilen sinyal işleme ve hata düzeltme özelliklerine sahiptir.
tr.wikipedia.org
Maksimum 300,000 kilovat güç üretim kapasitesine sahiptir.
tr.wikipedia.org
Karate eğitimi, uygulayıcılarına yumruklar ve tekmeler gibi tekniklerle yıkıcı bir güç sağlama yeteneği vermek için tasarlanmıştır.
tr.wikipedia.org
Müphemlik hoşgörüsüne sahip kimseler, kültürel farklılıklar dâhil, çiftanlamlılıklar ya da kabul edilmesi güç görünen çok anlamlı bazı bilgileri negatif tepki vermeden algılamak ve kabul etmekte bir sıkıntı görmemektedirler.
tr.wikipedia.org
Güç, kuvvet, takat: Şimdi gezmeye çıkacak hâlim yok.
tr.wikipedia.org

Would you like to add some words, phrases or translations?

Just let us know. We look forward to hearing from you.

Choose your language Deutsch | български | English | Español | Français | Italiano | Polski | Русский | Türkçe