Translations for „çocukluk“ in the Turkish » German Dictionary

çocukluk <-ğu> N

1. çocukluk:

çocukluk

Kindheit f

Phrases:

çocukluk

Kinderei f

çocukluktan beri

von Kind auf

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Eminem bu şarkıda çocukluğuya ve annesiyle ilgili bazı kişisel acılarını ve öfkelerini açığa vurmuştur.

tr.wikipedia.org

Yalnız, parasız ve çocukluğundan kalma sağlık sorunları da dahil pek çok sorunla uğraşmak zorunda kalır.

tr.wikipedia.org

Norris, çocukluğunu utangaç, asosyal ve kötümser olarak nitelendirir.

tr.wikipedia.org

Abdülhamid ile aynı hanede büyümüş ve çocukluklarını birbirleriyle geçirmiştir.

tr.wikipedia.org

En yakın çocukluk arkadaşları ile birlikte zaman zaman mahalledeki diğer genç gruplar ile kavga ederler.

tr.wikipedia.org

Yakın aile büyüklerinin sufî geleneğine çok sıkı bağlı olması dolayısı ile tüm çocukluğu tekke ve dergâhlarda geçti.

tr.wikipedia.org

Kardeşlerime işkenceli bir çocukluk yaşattı, örneğin saçlarından tutup kuyuya sarkıtırdı.

tr.wikipedia.org

Yetişkinlerde görülmemesi, bunların, çocuklukta kızamık geçirmiş olmalarına ve kalıcı bir bağışıklık kazanmalarına bağlıdır.

tr.wikipedia.org

Ayrıca yitik aşklar, mutlu sevdalar, yalnızlık, yaşadığı bohem hayatın buruklukları, çocukluk özlemi de şiirlerine konu olmuştur.

tr.wikipedia.org

Yani daha bir cüceye göre çocukluktan yeni çıkmış gibilerdir.

tr.wikipedia.org