Translations for „doruk“ in the Turkish » German Dictionary

doruk <-ğu> N

1. doruk (Berg-):

doruk

Gipfel m

2. doruk (Baum-):

doruk

Wipfel m

3. doruk fig:

doruk

Höhepunkt m

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Androjen salgısının doruğa çıkması nedeniyle penis ve testisler olgunlaşmaya başlar.

tr.wikipedia.org

Dört tarafı sık ormanlarla kaplı, dorukları karlı dağlarla çevrilidir.

tr.wikipedia.org

Palance, giderek oyunculuk kabiliyetinin en üst doruk noktalarına çıktığını her filminde gösteriyordu.

tr.wikipedia.org

En yüksek dağlar listesi, yeryüzünde yüksekliği deniz seviyesinin 7200 m üzerinde bulunan 100'den fazla doruğu listelemektedir.

tr.wikipedia.org

Bu volkan konisinin de doruğu tipik bir krater halindedir.

tr.wikipedia.org

Qargiye kapanma genelde sonbaharda kışa doğru başlar ve kışın ortalarında eğlence en doruğuna ulaşırdı.

tr.wikipedia.org

Eğlencenin doruk noktasına ulaşıldığında, gizemli biri ortaya çıkar ve tüm odaları dolaşmaya başlar.

tr.wikipedia.org

Gaudi, sanatsal fantezilerini doruk noktaya ulaştırdığı bu yapının inşaatını 1906-1912 yılları arasında tamamlamıştır.

tr.wikipedia.org

Cihanoğulları bu şekilde kök salmış ve 18. yüzyılda güçlerinin doruğuna ulaşmışlardır.

tr.wikipedia.org

Süveyş'te kaos önceki gece de doruklardaydı, ancak gün ağardıkça sokaklar daha sessizleşti.

tr.wikipedia.org