Translations for „husus“ in the Turkish » German Dictionary

husus N

husus

Angelegenheit f

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Dikkate alınması gereken bir diğer husus, özel sektörü çok düşük maliyetli işgücü gerektiren iş faaliyetlerinden uzaklaştırmaktır.

tr.wikipedia.org

Bunun tam tersi kilise, insanın öğrenme isteğini sınırlamakta ve sadece dini hususlara değer vermektedir.

tr.wikipedia.org

Duntov hiç vakit kaybetmeden iki ana hususta devrim yaptı.

tr.wikipedia.org

Basımevi kurmanın izin alma ya da mali teminat yatırma şartına bağlanması, yayımlanacak eserler için ön denetim getirilmesi basın özgürlüğünü engelleyebilen hususlara örnek olarak verilebilir.

tr.wikipedia.org

Emir ile askerlik hizmetine ilişkin hususların yapılması ya da yapılmaması istenir.

tr.wikipedia.org

Ziyâd rivayetinde “haram” nitelemesi geçmekte ise de, asıl belirtilmek istenen husus bunu yemenin helâl olmadığıdır.

tr.wikipedia.org

Her taşıyıcı, teşhis sırasında, doğurganlıkla ilgili hususları da içermesi gereken kapsamlı bir genetik danışma sürecinden geçmelidir.

tr.wikipedia.org

Farklı federe devlet yasalarının uygulanmasında çoğunlukla bulunulan yer göz önüne alınır fakat uygulamada kişilerin hangi federe yapıya bağlı bulunduğu hususuna göre de hareket edildiği görülmektedir.

tr.wikipedia.org

ISO 8402 ayrıca, kalite ile ilgili diğer hususlara ilişkin birçok kavrama açıklık verir.

tr.wikipedia.org

Nitekim bu husus, kanunlarda da hüküm altına alınmıştır.

tr.wikipedia.org