Translations for „kayıtsız“ in the Turkish » German Dictionary

kayıtsız ADJ

1. kayıtsız:

kayıtsız

gleichgültig

2. kayıtsız:

kayıtsız

sorglos, unbekümmert

3. kayıtsız:

kayıtsız

fahrlässig

4. kayıtsız:

kayıtsız

nicht eingetragen

Phrases:

kayıtsız

unangemeldet

kayıtsız şartsız

bedingungslos

Usage examples with kayıtsız

kayıtsız şartsız

bedingungslos

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Bu şiirler gördüklerine kayıtsız kalamayan bir öznenin sezgileri ve gözlemleriyle çevrelenmiştir.

tr.wikipedia.org

Bazı kayıtsız partiler, protesto ve boykot çağrısında bulundu.

tr.wikipedia.org

Mamafih, bu rakam pek çok kayıtsız ikamet edenleri ve metropolitan bölgesinden günü birlik ziyaret edenleri kapsamaz.

tr.wikipedia.org

Esir benekli sırtlanlar üzerinde yapılan deneyler, aslanlarla daha önce tecrübesi olmayan örneklerin, onları gördüklerinde kayıtsız kaldıklarını; ancak kokuya karşı korkuyla tepki verdiklerini ortaya çıkardı.

tr.wikipedia.org

Macbeth'in planına kayıtsız bir seyirci ve kocasının halüsinasyonlarının hakim olduğu durumlarda endişeli bir eş olur.

tr.wikipedia.org

Pek çok yardım kuruluşuyla çalışmakta ve dünyanın sorunlarına kayıtsız kalmamaktadır.

tr.wikipedia.org

Rusya bu notaya kayıtsız kaldı ve tanınan sürenin sonunda savaş fiilen başladı.

tr.wikipedia.org

Milanoluların tüm barış önerilerini geri çevirerek ve kayıtsız şartsız teslim olmalarını isteyerek sahip olduğu gücü yanlış değerlendirdi.

tr.wikipedia.org

Bu bakımdan egemenliğin kayıtsız şartsız ulusun olması demek, devletin “lâik” olması demektir.

tr.wikipedia.org