Translations for „kibir“ in the Turkish » German Dictionary

kibir <-bri> N

1. kibir:

kibir

Anmaßung f

2. kibir:

kibir

Arroganz f

kibir

Hochmut m

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Bu kibir günahı nedeniyle, o sırada şehrin üzerinde fırtına bulutları belirdi ve gerçek bir gök gürültüsü binaları salladı.

tr.wikipedia.org

Küstahlık ve kibir, aslında öyle olmadığı halde bir şeyin veya birinin yeterli ve doğru olduğunu düşünerek haksız itimat etme durumudur.

tr.wikipedia.org

Landa, amansız ve acımasız, son derece zeki, fırsatçı, kibirli, ama aynı zamanda sinsi, ancak gerektiğinde büyüleyici ve kibardır.

tr.wikipedia.org

Her kişi kendi hayallerini doğru yol kabul edecek; bilgi kibir vasıtası olarak kullanılacak.

tr.wikipedia.org

Küstah, bağnaz, kibirli, kendine aşırı güvenen ve zalim bir adamdı.

tr.wikipedia.org

Bu kavram çoğu zaman kibir ile aynı anlamda kullanılmaktadır.

tr.wikipedia.org

Bu korumaların ve efendilerinin kibir ve yolsuzlukları başkent kendisine karşı geniş bir nefret doğurdu.

tr.wikipedia.org

Gazlı çakmak veya kibritle yakılan bir puroda tütünün aroması gazın veya kibritin kokusuyla birleşip gerçek aromasını kaybedebilir ve içim zevkini azaltabilir.

tr.wikipedia.org

Nefsi terbiye etmenin ilk şartı olarak kibir ve dik başlılığın terkini anlatan bir ritüel bu şekilde daha dergaha ayak basarken başlamış olur.

tr.wikipedia.org

Cesur, hayat dolu, kibirli ve atılgan bu köpek verdiği sevginin karşılığını ister.

tr.wikipedia.org