Translations for „yetenek“ in the Turkish » German Dictionary

yetenek <-ği> N

1. yetenek:

yetenek

Talent nt

yetenek

Begabung f

2. yetenek:

yetenek

Fähigkeit f

3. yetenek:

yetenek

Eignung f

yetenek

Tauglichkeit f

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Genellikle yavaş hareket ederler, ancak ürktüğü zaman güvenliğe doğru kısa bir hamle yapabilir ve hatta sınırlı bir yüzme yeteneği vardır.

tr.wikipedia.org

Tessa, şekil değiştirme yeteneğine olduğunu öğrenir, ama bir iblis olduğuna dair hiçbir işaret taşımamaktadır.

tr.wikipedia.org

Chung'un iş dünyası için yeteneği, ahşap satacağı kasabaya yaptığı geziler sırasında belirginleşti.

tr.wikipedia.org

DNA polimerazların bazı türleri hatalı ekledikleri nükleotitleri fark edip onları tamir etmelerini sağlayan bir eksonükleaz yeteneğine sahiptir.

tr.wikipedia.org

Eğitilmiş yetenekler, ürettiklerinin daha uzun ömürlü olmalarını sağlamış ve doğaçlama müziklerine katkıda bulunmuştur.

tr.wikipedia.org

Genellikle geceleri aktif oldukları için görme yetenekleri ortalamanın altındadır.

tr.wikipedia.org

Hızı, yeteneği ve tekniği ise onun en büyük özellikleridir.

tr.wikipedia.org

Her karakterin kendine has bazı özel yetenekleri vardır.

tr.wikipedia.org

Hücre yaşlanması, bir hücrenin belli bir sayıda mitoz bölünme geçirdikten sonra iç ve/veya dış etkiler sonucu bölünebilme yeteneğini kaybetmesi ile açıklanabilir.

tr.wikipedia.org

Bu gerçekleştiğinde, oyun bu savaşların ayrıntılı çözümü için taktiksel bir rol yapma oyunu yaklaşımı kullanır ve oyuncuya araziden ve birimlerinin özel yeteneklerinden yararlanma şansı verir.

tr.wikipedia.org