Translations for „bela“ in the Turkish » German Dictionary

bela N

1. bela:

bela

Plage f

bela

Pest f

Phrases:

bela

Verhängnis nt

bela okumak -e

verfluchen jdn

belayı davet etmek

den Teufel an die Wand malen

güç bela ADV

güç bela

mit Mühe und Not

zor bela

zor bela

mit Mühe und Not

Usage examples with bela

püsküllü bela übtr

große Sorge

bela okumak -e

verfluchen jdn

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Fatih ile tanışması onu türlü belaların eşiğine sokmuştur.

tr.wikipedia.org

Helga adlı başına bela olmuş bir kız vardır.

tr.wikipedia.org

Ancak bela her zamanki gibi yerinde bulmaz ve onları bulur.

tr.wikipedia.org

Bu hizmeti karşılığında para almıyor çünkü bu şekilde başı belada olan kadınlara yardım ettiğine inanıyor.

tr.wikipedia.org

Fakat kendisi uzak durmak istese de bela gelir ve kendisini bulur.

tr.wikipedia.org

Halk bu beladan kurtulmaya çalışmaz, sırça köşkün adamları da köşkün hiçbir kuvvetin yıkamayacağı kadar sağlam olduğu düşüncesini yayarlar, safları inandırır, inanmayanları hile ve zorla sustururlar.

tr.wikipedia.org

Mesut'un başına bela gelmemesi için elinden geleni yapmaktadır ve başarılı olmaktadır.

tr.wikipedia.org

Ailenin başına bela olan gut hastalığına karşı kendini korumaya çalıştıysa da 1464 yılında ölmüştür.

tr.wikipedia.org

Arkadaşlar bir yandan hayatın getirdiği sorunlarla, bir yandan da ergenlikle uğraşırken, başlarına beklemedikleri bir bela daha açılır.

tr.wikipedia.org

Ama o kitap beladan başka bir şey getirmemiştir.

tr.wikipedia.org