Translations for „fark“ in the Turkish » German Dictionary

fark <-kı> N

1. fark:

fark

Differenz f

fark

Unterschied m

2. fark:

fark

Wahrnehmen nt

3. fark fig:

fark

Gefälle nt

4. fark:

fark

(Unterscheidungs)merkmal nt

fark etmek

unterscheiden (wahrnehmen)

fark etmek

merken (trennen)

fark etmek -i

unterscheiden etw

fark gözetmemek

alles in einen Topf werfen

fark etmez

das ist egal

fark etmez

das macht nichts

benim için fark etmez

das macht (mir) nichts (aus)

farkına varmak -in

bemerken jdn/etw

Usage examples with fark

fark etmek

unterscheiden (wahrnehmen)

fark gözetmemek

alles in einen Topf werfen

fark etmez

das ist egal

benim için fark etmez

das macht (mir) nichts (aus)

fark etmek -i

unterscheiden etw

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Güneş'ten gelen dağınık ışıklardan dolayı, bu olgu gündüzleri fark edilemez.

tr.wikipedia.org

Bu değer 5 mg/dl'yi geçtiğinde sarılık gözle fark edilebilir bir duruma gelir.

tr.wikipedia.org

Fakat arkadaşlarının karanlık sırlarını fark ettikçe içine bir kuruntu düştü.

tr.wikipedia.org

Büyük bir müzik dehası olduğunu fark edene kadar babası ona bankerlik gibi çeşitli işlerde çalışması için yol gösterdi.

tr.wikipedia.org

Böğürtlen, kahve ve biber sıklıkla fark edilmesine rağmen, hiç kimsenin aromasına tipik denemez.

tr.wikipedia.org

En önemli fark arter stenozunda iki kolda da tansiyonun yüksek olmasıdır.

tr.wikipedia.org

Pasha bir sabah uyandığında ona sarılan babaannesinin soğukluğu ile onun ölmüş olduğunu fark etti.

tr.wikipedia.org

Yeni yürümeye başlayan çocuğun büyümesi gibi, gelişen benlik duyuları sayesinde, biricik karakteristiğini, kendini diğer insanlardan ayıran bireysel duygu ve düşüncelerini fark eder.

tr.wikipedia.org

Röntgen, tüpten gelen bazı görünmez ışınların ekranın parlamasını sağlamak için kartondan geçtiğini fark etti.

tr.wikipedia.org

Bir gün bir yönetici, açlık sanatçısının kafesindeki kirli samanı fark eder.

tr.wikipedia.org