Translations for „seven“ in the German » Turkish Dictionary

freiheitlich

özgürlüğü seven

kinderfreundlich

çocukları seven

reiselustig

yolculuğu seven

ordnungsliebend

düzeni seven

kinderlieb

çocuk seven

rette sich, wer kann!

canını seven kurtarsın!

neckisch

takılmayı seven, şakacı

streitbar

kavgacı, tartışmayı seven

risikofreudig

riski seven, gözü pek

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Hikikomoriler geçmişte çekilmişler, yalnızlığı seven kimseler ve "modern çağın keşişleri" olarak tarif edilmiştir.

tr.wikipedia.org

Bu ve ilgili tahminler önemsiz jeodezik ya da ışık seven olarak adlandırılan gerçeklerden takip edilir.

tr.wikipedia.org

Bir zamanlar bir şehirde birbirlerini çok seven bir karı-koca vardı ve yaşantıları çok mutluydu.

tr.wikipedia.org

Bu liman kenti festivali ateşi, davulları ve kappa'yı (salatalıkları seven efsanevi amfibi yaratıklar) kutlar.

tr.wikipedia.org

Bilmeyerek arkadaşının karısını seven bir gencin öyküsünü anlatmaktadır.

tr.wikipedia.org

Kapanış açıklamasında ise grup yıllardır kendilerini destekleyen ve seven dinleyicilerine minnettar olduklarını dile getirir.

tr.wikipedia.org

Kolay adam eksiltebilen ve sağ kanatta forma giyen solak futbolcu topla içeri katetmeyi oldukça seven bir isim.

tr.wikipedia.org

Genç kadınlar ailelerini seven ve iffetli kişiler olsunlar ve genç erkeklere sağduyulu ve ciddiyetle öğretenler olsunlar diye öğüt veriliyor (2:4-8).

tr.wikipedia.org

Ross ailesinde yaramazlığı başlatmayı seven, kendinden emin bir genç.

tr.wikipedia.org

Bu nedenle lipofilik maddeler diğer lipofilik maddelerde çözülme eğilimindedir, fakat hidrofilik ("su seven") maddeler suda ve diğer hidrofilik maddelerde çözülme eğilimindedir.

tr.wikipedia.org