Translations for „hayatı“ in the Turkish » German Dictionary

hayati ADJ

hayati

lebenswichtig

Usage examples with hayatı

gece hayatı

Nachtleben nt

meslek hayatı

Berufsleben nt

seks hayatı

Liebesleben f

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Sosyal sağlık, fiziksel ve zihinsel sağlıkla birlikte, bireysel sağlığın son hayati bileşenidir.

tr.wikipedia.org

Ek olarak, yenilikçi ve sürdürülebilir seyahat ve ulaştırma çözümlerinin başlatılması bu süreçte hayati bir rol oynamalıdır.

tr.wikipedia.org

Caulker ve birkaç takım arkadaşı, kazada hayati tehlike oluşturmayan yaralarla yakındaki bir hastaneye götürüldü.

tr.wikipedia.org

Cinsiyet farklılığının sosyal yapısı hakkında teorist bir kurucudur, oluşumda ve cinsiyet çalışmalarının dönüşümünde hayati bir rol oynamaktadır.

tr.wikipedia.org

Günümüzde dünya çapında hayati kayıtların tutulma oranı artmakla birlikte, 100'den fazla gelişmekte ülkede hala etkili bir sistem bulunmamaktadır.

tr.wikipedia.org

Bu gemi tipinde zırh kaplaması geminin makine dairesi gibi hayati bölümleri zırhla korunur, ayrıca geminin kömür ambarları da zırha ek koruma sağlarlar.

tr.wikipedia.org

Nörölojik disfonksiyonun ciddiyetini tahmin etmeyi ve yaralanma sonrası iki hafta içinde hayati tehlike durumunu %85 oranında tahmin etmeyi sağlar.

tr.wikipedia.org

Hayati renksiz, nesesiz ve zevksizdir.

tr.wikipedia.org

Zorlu çöl şartlarında ve kurak iklimde hayati önem taşıyan ve kanal sulamaya dayanan tarımsal stratejilere güvenmeleri, kırsal nüfusun istikrarlı kent merkezlerinde toplanmasının temelini oluşturmuştur.

tr.wikipedia.org

Arka arkaya gelen iki atmanın süresinin bu ilerleme gecikmesinden fazla olması devrenin düzgün çalışabilmesi için hayati öneme sahiptir.

tr.wikipedia.org