Translations for „ilgisi“ in the German » Turkish Dictionary

betreffend

ilgisi olan

(nicht) zur Sache gehörig

konuyla ilgisi ol(may)an

bei weitem nicht

uzaktan yakından ilgisi yok

mit etwas zu tun haben

bir şeyle ilgisi [oder ilişkisi] olmak

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

O kendisi için gelişir, kendi tarzında eğlenir; aklın kavramsal bilgileriyle ilgisi yoktur, çelişki bilmez.

tr.wikipedia.org

HIV ile ilgisi olmadığı halde homoseksüel davranışlarla bağlantısı düşünülmektedir.

tr.wikipedia.org

Daha sonra aynı hareketi toz zerreleriyle de gözlemleyerek, bu hareket polenlerin canlı olmasıyla ilgisi olmadığını keşfetti.

tr.wikipedia.org

Dava; asli (başlıbaşına bir iddia olup, başka bir davayla ilgisi bulunmayan) ve feri (asıl davanın teferruatından olarak, diğer bir şey hakkında hüküm verilmesinin istenilmesi) olur.

tr.wikipedia.org

Askerler isyan yerine vardıklarında orada namaz için bulunan ve isyanla ilgisi olmayan halk dahil olmak üzere din adamlarını öldürdüler.

tr.wikipedia.org

Müziğe olan ciddi sevgi ve ilgisi düşüncesini şekillendirmede etkili oldu.

tr.wikipedia.org

Rap müziğe duyduğu ilgisi ve sevgisi küçük yaşlarında rap yapmaya yönlendirmiştir.

tr.wikipedia.org

Helfgott'ın kedilere, satranca, filozofiye, tenise, yüzmeye ve fit kalmaya ilgisi vardır.

tr.wikipedia.org

Piyanoya olan erken ve büyüleyici ilgisi dışında başka ilginç bir çocukluk özelliği de üç yaşına kadar konuşmamış olmasıdır.

tr.wikipedia.org

Bunun sürekli hayaletler görmesiyle bir ilgisi olabilir mi acaba?

tr.wikipedia.org