Translations for „ndan“ in the Turkish » German Dictionary

(Go to German » Turkish)

-dan

-dan → -den

-dan

Suffix

See also -den

-den <-dan, -ten, -tan>

1. -den:

-den

aus, von, durch

nereden?

woher?

Ankara’dan

aus Ankara

okuldan

von der Schule

yemekten

vom Essen

2. -den:

-den başka

außer dat

-den beri

seit dat

-den dolayı/ötürü

wegen gen

3. -den:

-den

als

bedava sirke baldan tatlıdır

geschenkter Essig ist süßer als Honig

nida [ɑː]

nida

Ruf m

nida

Ausruf m

nane N

nane

Pfefferminze f

nane çayı

Pfefferminztee m

nane likörü

Pfefferminzlikör m

inan N

inan -e

Glaube m an etw

ajan N

1. ajan:

ajan

Spion(in) m (f)

ajan

Agent(in) m (f)

2. ajan detrtrto-comm-s:

ajan

Agent(in) m (f)

alan N

1. alan (Bereich):

alan

Feld nt

alan

Gebiet nt

2. alan:

alan

Fläche f

3. alan (offener):

alan

Platz m

4. alan INET:

alan

Domain f

alan ücreti (Golf)

Greenfee nt

açan ANAT

açan

Streckmuskel m

akan

akan → akar

See also akar

akar

1. akar:

akar

fließend (Wasser)

2. akar:

akar

flüssig (Brennstoff)

ayan

ayan beyan

sonnenklar

âyan HIST

âyan

Senatoren pl

âyan

Honoratioren pl

âyan meclisi

Senat m

I . aman N

aman

Gnade f

II . aman INTERJ

aman

Hilfe!

aman Allahım!

lieber Gott!

aman ne güzel!

das ist aber schön!

aman yarabbim!

du meine Güte!

can N

1. can (Seele):

can

Geist m

2. can:

can

Herz nt

3. can:

can

Leben nt

can alacak nokta

wunder Punkt

can atmak -e

scharf sein auf etw

can çekişme

Todeskampf m

can çekişmek

im Sterben liegen

can düşmanı

Todfeind(in) m (f)

can sıkıcı

bedrückend (Sache)

can sıkıcı

langweilig, öde

can sıkıntısı

Beklemmung f

can sıkıntısı

Langeweile f

can simidi

Schwimmring m

can ve gönülden

von ganzem Herzen

cana yakın

liebenswert

bir şeyi canı çekmek

etwas wünschen

canı istiyor -i

er hat Lust auf etw

canı sıkılıyor

er langweilt sich

canı sıkılıyor -den

er ärgert sich über etw

canım (Kosewort)

mein Liebling

canıma yetti

es hängt mir zum Halse heraus

canına kıymak -in

umbringen jdn

canına kıymak -in

sich das Leben nehmen

canına yetmek

die Nase voll haben

canını sıkmak -in

ärgern jdn

canla başla

mit Leib und Seele

han N

1. han:

han

großes Geschäftshaus mit vielen Läden

2. han HISTORY:

han

Herberge f

3. han HISTORY:

han

Khan m

I . yan N

1. yan:

yan

Seite f

2. yan:

yan

Flanke f

3. yan:

yan

Richtung f

4. yan:

yan

Gegend f

5. yan:

yan

Stelle f

yan

Ort m

yan

Platz m

II . yan ADJ

1. yan:

yan

seitlich

Phrases:

yan

Neben-

yan bakmak

schief ansehen

yan cümle

Nebensatz m

yan çizmek

sich drücken

yan etki [veya tesir]

Nebenwirkung f

yan hakemi

Linienrichter(in) m (f)

yan masraflar

Nebenkosten pl

yan oda

Nebenzimmer nt

yan sokak

Nebenstraße f

yan ürün

Nebenprodukt nt

yan yana

nebeneinander

yana doğru

seitwärts

yandaki

nebenstehend

yandan

von der Seite (her)

yandan

im Profil

yanı sıra

zusammen mit

yanı sıra

neben

yanı sıra -in

außer +dat

kan N

1. kan:

kan

Blut nt

2. kan (Familie):

kan

Abstammung f

kan bağışı

Blutspende f

kan bankası

Blutbank f

kan çıbanı

Furunkel nt

kan davası

Blutrache f

kan dolaşımı MED

Kreislauf m

kan grubu

Blutgruppe f

kan kanseri

Blutkrebs m

kan kaybı

Blutverlust m

kan konservesi

Blutkonserve f

kan küreciği

Blutkörperchen nt

kan nakli

Bluttransfusion f

kan örneği

Blutprobe f

kan şekeri

Blutzucker m

kan şekeri seviyesi

Blutzuckerspiegel m

kan tahlili

Blutprobe f

kan zehirlenmesi

Blutvergiftung f

kanı kaynamak fam -e

lieb gewinnen jdn

kanı kaynamak (Jugendliche)

toben

san N

1. san (Leumund):

san

Ruf m

2. san:

san

Ruhm m

şan N

1. şan:

şan

Ruhm m

şan

Ehre f

2. şan:

şan

Ruf m

3. şan:

şan

(leere) Aufmachung f

4. şan:

şan

Gesang m

tan N

tan

Morgendämmerung f

zan <-nnı> N

1. zan:

zan

Vermutung f

2. zan:

zan

Verdacht m

Phrases:

zan

Anschuldigung f

zan altında bulundurmak -i

verdächtigen jdn

çan

çan

Glocke f

çan kulesi

Glockenturm m

kilise çanı

Kirchenglocke f

tehlike çanı

Sturmglocke f

çanına ot tık(a)mak -in

mundtot machen akk

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Bazen heteroseksüellik ve biseksüellik arasındaki geniş bir cinsel yönelim sürekliliğini tarif etmek için iki bi-meraklı da eş tutulsa da, diğer yazarlar hetero-esneği, iki bi-meraklının ima ettiği "cinselliği denemek arzusu"ndan ayırıyorlar.

tr.wikipedia.org

Mojito kelimesi, genellikle misket limonu içeren "mojo sosu"ndan gelmektedir.

tr.wikipedia.org

Köyün esas nüfusunu Şahdağ halkları′ndan cekliler teşkil ediyor.

tr.wikipedia.org

Bireysel bankacılık, işlevlerine göre yatırım bankası veya mevduat bankası'ndan farklıdır.

tr.wikipedia.org

Normandiya Çıkartması'ndan hemen önce yedek bombardıman zırhlısı olarak yeniden göreve alındı.

tr.wikipedia.org

Demir Çağı'ndan daha kapsamlı desenli nesneler ve altın işçiliği örnekleri var.

tr.wikipedia.org

Yağı premenstrual sendromu'ndan (âdet öncesi gerginlik) kaynaklanan ağrıları azaltır ve cilde yararlıdır.

tr.wikipedia.org

Taburu’ndan cephane almamıza lüzum kalmadığından, getirilen cephaneyi askere tevzii ettim.

tr.wikipedia.org

Basil özellikle kendisini daha yüksek bir sınıftan göstermek için otelinde kalan "ayaktakımı"ndan şikayet eder.

tr.wikipedia.org

Yatakta altı öğün olarak alınan bu diyet yumurta-beyaz omlet, taze salatalar, tavuk fajitas, balık filetosu'ndan oluşmaktadır.

tr.wikipedia.org