Translations for „sakıncalı“ in the Turkish » German Dictionary

sakıncalı ADJ

1. sakıncalı:

sakıncalı

heikel

sakıncalı

bedenklich

2. sakıncalı:

sakıncalı

nachteilig

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Bu şiir İmparatorluğu eleştirmektedir ve bu yüzden sakıncalı bulunur.

tr.wikipedia.org

Yüzyılın ortalarına gelindiğinde bir problem ortaya çıktı - seyahat ederken hacimli bebek arabalarını taşımak sakıncalıydı.

tr.wikipedia.org

Helotların yaşadığı kasabalara ara sıra pusu kurulur ve daha önceden tespit edilen ve ileride sakıncalı olabilecek helot bireyleri öldürülürlerdi.

tr.wikipedia.org

Abdülhamit komisyonun çalışmaları bitirmeye yaklaştığı anlarda, sultana sakıncalı gördüğü kişileri herhangi bir yargılama olmaksızın sürgün etme hakkı veren bir maddenin ilave olunmasını istedi.

tr.wikipedia.org

Abdülhamid tarafından sakıncalı bulundu ve dergi altı haftalık kapatma cezası aldı.

tr.wikipedia.org

Mumcu askerliğini yedek subay olarak yapacakken "sakıncalı piyade eri" unvanıyla nasıl er olarak en ağır işlerde çalıştırıldığını anlatıyor.

tr.wikipedia.org

Bu sakıncalı durumun giderilmesi için mahalleye 32 derslikli 3 ilköğretim okulu yapılması gerekmektedir.

tr.wikipedia.org

Fakat cephelerdeki askerlerin tüplü radyo dinlemeleri radyonun bir ölçüde yayın yapıp gizliliği ihlal etmesi riski sebebiyle sakıncalıydı.

tr.wikipedia.org

Sadece çoğunluğun desteğini gerektiren anayasaların sakıncalı olduğu söylenirken çok büyük yetkilerin tek bir kişiye verilmesi de aynı şekilde sakıncalı kabul edilir.

tr.wikipedia.org

Donmuş iplerde bu sağlanamadığından donmuş iplerde prusik düğümünü kullanmak sakıncalı olabilir.

tr.wikipedia.org