German » Turkish

Translations for „veren“ in the German » Turkish Dictionary (Go to Turkish » German)

Turkish » German

Translations for „veren“ in the Turkish » German Dictionary (Go to German » Turkish)

kredi veren
Kreditgeber(in) m (f)
aval veren

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish
Kalan ömrünü, her türlü zevk veren şeyden uzak durarak, münzevi, sefil bir hayat sürerek geçirir.
tr.wikipedia.org
Aslında terim şu anda kemik ve kıkırdağa hasar veren süreçleri baskılayan ilaçlar için kullanılmaktadır.
tr.wikipedia.org
Belçika ekibine 13 maçta 6 gol atarak katkı veren Perbet, takımının ligi 5. bitirmesinde etkili oldu.
tr.wikipedia.org
Her açıdan görsel bir şölen oluşturan ve insanlara estetik zevk veren bu doğa olayı, birçok sanatçıya ve müzik grubuna da ilham kaynağı olmuştur.
tr.wikipedia.org
Temsil edilen verinin tipine göre, diziler yazılabilir (dinamik olarak çocuk ekleyip çıkarılmasına izin veren) ya da salt okunur olabilir.
tr.wikipedia.org
Türkiye'de din bilimleri alanında yükseköğretim veren 24 ilahiyat fakültesinden biridir.
tr.wikipedia.org
Projeksiyonistler de tiyatroda çerçeve oranını projektördeki film taşıma mekanizmasına güç veren voltajı kontrol eden bir reostayı ayarlamakla değiştirebilirlerdi.
tr.wikipedia.org
Kripto para cüzdanları, halka açık ve özel anahtarları depolayan, kripto para transferine izin veren fiziksel, yazılım veya donanım araçlardır.
tr.wikipedia.org
Ses eğitimi veren ve trombon çalan ebeveyleri arasında genç yaştan itibaren müzik eğitimine başladı.
tr.wikipedia.org
Bu türler gözlerinde bulunan ve zenit yakınlarında gerçekleşen kutuplaşma derecesine ve yönlendirmelere tepki veren fotoreseptörler (ışığa hassas olan alıcı sinirler) bulundurarak özelleşmişlerdir.
tr.wikipedia.org

Would you like to add some words, phrases or translations?

Just let us know. We look forward to hearing from you.

Choose your language Deutsch | български | English | Español | Français | Italiano | Polski | Русский | Türkçe