Translations for „nefret“ in the Turkish » German Dictionary

(Go to German » Turkish)

nefret <-ti> N

1. nefret:

nefret

Abscheu m

nefret

Ekel m

2. nefret:

nefret

Hass m

nefret etmek

sich ekeln (verabscheuen)

nefret etmek -den

hassen etw/jdn

Usage examples with nefret

nefret etmek

sich ekeln (verabscheuen)

nefret etmek -den

hassen etw/jdn

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Andy öğretmeninden nefret eden, karanlıktan çok korkan bir çocuktur.

tr.wikipedia.org

Yemin ederim, ben bir piyanist ya da aktör filan olsaydım ve bu sersemler de benim olağanüstü biri olduğumu düşünselerdi, bu durumdan nefret ederdim.

tr.wikipedia.org

Diğer örnekler fiziksel cisimler olmayan adalet, nefret duygusu olan duygular veya 3 sayısıdır.

tr.wikipedia.org

Muaviye bu karısında o kadar nefret etmiştir ki babası ölünce ondan hemen boşanmıştır.

tr.wikipedia.org

Menezes ailesi olayı nefretle kınar ve yapılan özrü kabul etmez.

tr.wikipedia.org

Bu, onun nefret ettiği bir kavram olan sürekli harekete izin verecekti.

tr.wikipedia.org

Artık sevgi ile nefretin, iyilik ile kötülüğün kıyasıya mücadelesidir yaşanan.

tr.wikipedia.org

Okuldan nefret eder, tembeldir ve güç gerektiren işler yapmayı sevmez.

tr.wikipedia.org

Tartışmalı olarak ayrıca ülkelere nefret söylemini suç olarak tanımlama ve ırkçı grupların üyelerinin suç işlediğini kabul etme yükümlülüğünü de getirmektedir.

tr.wikipedia.org

Yuzu zamanla nefret ile aşkın o kadar uzak olmadığını öğrenir.

tr.wikipedia.org