Turkish » German

I . sık ADJ

1. sık:

sık

2. sık:

sık

3. sık:

sık

II . sık ADV

sık
sık sık

sik <-ki> N vulg (Penis)

şık <-kı> ADJ

şık <-kkı> N

çok sık

User Entry
çok sık

Usage examples with sık

sık sık
sık gözlü

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish
Harekatlar zorlu arazi şartları ve yol elverişliliğini bozan sık yağışlar (kar dahil) nedeniyle güçlükle yapılmaktadır.
tr.wikipedia.org
Yeni tahta geçen sultanın kendisine ileride rakip olabilecek kardeşlerini bir arada öldürmesi sık yaşanmıştır.
tr.wikipedia.org
Kışın erişkinleri gri-kahverengidir, sık çizgili ve gri-uçuk kahverengi göğsü vardır, alt tarafı beyazdır.
tr.wikipedia.org
Genelde karamsarlık hakimdir, mutluluğu bu dünyada bulmanın mümkün olmadığı ve intiharın tek kaçış yolu olduğu sık sık ele alınır.
tr.wikipedia.org
Ksantan zamkı ve guar zamkı glütensiz tariflerde ve glütensiz ürünlerde en sık kullanılan zamklardır.
tr.wikipedia.org
En sık olarak küçük, doğrusal veya tuhaf biçimli alanlar, tepelik veya dağlık bölgeler için veya iş gücünün ucuz olduğu bölgelerde kullanılırlar.
tr.wikipedia.org
Dik olan kuzey örtüsü, sık ve bol yağış alması sebebiyle sık ormanlıdır.
tr.wikipedia.org
Gerçekte durum böyle değildir, çünkü amino asit yan zincirleri arassındaki etkileşimler toplulukta enerji ağırlıklı bir dağılım yaratacktır, düşük enerjili konformasyonlar daha sık mevcut olacaktır.
tr.wikipedia.org
Bununla beraber, kuru öksürük (balgam üretmeyen) veya çok sık öksürük antitussifler ile tedavi edilmelidir.
tr.wikipedia.org
Beslenen hayvanları çok sık avlamaları nedeniyle çiftlik sahipleri sürekli çalışan jaguar avcıları kiralamıştır ve jaguarlar görüldükleri yerde öldürülürler.
tr.wikipedia.org

Would you like to add some words, phrases or translations?

Just let us know. We look forward to hearing from you.

Choose your language Deutsch | български | English | Español | Français | Italiano | Polski | Русский | Türkçe