Translations for „heves“ in the Turkish » German Dictionary

heves N

heves

Lust f

hevesim kaçtı

die Lust ist mir vergangen

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Bir konuyu araştırırken, konu hakkında ileri derecede bilgi sahibi olunmasın rağmen, sanki yeni öğrenmeye başlıyormuşçasına açık, hevesli ve önyargısız bir tutum takınılmasını ifade eder.

tr.wikipedia.org

Ayrıca, yeni haberler öğrenmeye hevesli insanlar da sık sık meydana uğruyorlardı.

tr.wikipedia.org

Babası istasyon şefiydi ve hevesli bir amatör müzisyendi.

tr.wikipedia.org

Analizin başında bunlar cılız bir yapıya sahiptir fakat hasta analisti etkileyebilmek için olduğundan çok hevesli davranabilir.

tr.wikipedia.org

Bu görevlerinde kavrayış, cesaret ve içten heves göstermiştir.

tr.wikipedia.org

Tortelier katolik olmasına rağmen, 1948 yılında İsrail'deki yeni yapısal değişimlerinden aldığı heves ve heyecan ile zamanın bir kısmını karısı ve iki çocuğu ile orada harcadı.

tr.wikipedia.org

Seth'in planladığı gibi davetliler hevesli bir şekilde sıralarının gelmesini bekledi.

tr.wikipedia.org

Cho hevesli bir poker oyuncusudur ve 2002 yılından bu yana oynamaktadır.

tr.wikipedia.org

Konstantinos her ikisinin de burunlarını kestirerek imparatorluk tahtına geçme heveslerini ortadan kaldırdı.

tr.wikipedia.org

Herhangi bir ülkedeki herhangi genç adamın belirli ilişkileri ve hevesleri vardır.

tr.wikipedia.org