Translations for „başlı“ in the Turkish » German Dictionary

başlı

başlı

etwas mit Kopf, -köpfig

belli başlı

wichtigst-, bekanntest-

başlı başına

başlı başına

für sich (allein)

başlı başına ugs

an und für sich

belli başlı

belli başlı

führend, prominent (Person)

belli başlı

wichtigste(r, s) (Sache)

Usage examples with başlı

belli başlı

wichtigst-, bekanntest-

dik başlı [vy kafalı]

unnachgiebig (dickköpfig)

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Kara karınlı ıslıkçı ördek 48–53 cm boyunda, uzun başlı, uzun bacaklı ve uzun kırmızı gagalıdır.

tr.wikipedia.org

Belli başlı göçmen balık türleri, palamut, lüfer, kolyoz, uskumru, torik, mezgit, hamsi, sardalya, vs.

tr.wikipedia.org

Genç kara başlı isketelerin sırtı boz, kafası oldukça soluk tonlarda ve zıhlı olur.

tr.wikipedia.org

Belli başlı ses değişimlerine örnek olarak b->p- (bar "var" / par, biz / pis).

tr.wikipedia.org

Alaşım jantların ve lastiklerin çalınmasına karşı önlem olarak, normal bijon anahtarıyla gevşetilemeyen, ancak sadece özel bir anahtar ile gevşetilebilen kilitlenir başlı somun ve cıvatalar kullanılır.

tr.wikipedia.org

Fakat bazı etkenlerle bir araya geldiğinde hoşnutsuzluk başlı başına bir muhalefet haline gelebilir.

tr.wikipedia.org

Belli başlı tarım ürünleri buğday, arpa, nohut ile sulu yerlerde çeltik ve şeker pancarıdır.

tr.wikipedia.org

Hüseyin'in çocukları arasında en dik başlı ve hiddetli olanı olarak biliniyordu.

tr.wikipedia.org

Dişiler daha solgun renklerde, kahverengi başlı ve alt tarafları erkeklerine nazaran daha çizgilidir.

tr.wikipedia.org

Avluda bulunan mermer başlı iki kuyu, suyunu bu sarnıçtan almaktadır.

tr.wikipedia.org