Translations for „bereket“ in the Turkish » German Dictionary

bereket <-ti> N

1. bereket (vom Boden):

bereket

Fruchtbarkeit f

2. bereket fig:

bereket

Segen m

Phrases:

bereket

Überfluss m

bereket versin

glücklicherweise

Usage examples with bereket

bereket versin

glücklicherweise

bet bereket

Wohlhabenheit f

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Opis çok geçmeden zenginliğin, bereketin ve refahın temsilcisi oldu.

tr.wikipedia.org

Aşıkları, onu ziyaret etmekte, feyz ve bereketlerinden istifade etmektedirler.

tr.wikipedia.org

Bir inanç olarak şans, bereket ve mutluluk getiriceğine inanılır.

tr.wikipedia.org

Mahallenin adı bereket manasına geldiği gibi güzel ve bereketli topraklara ait olduğu mekân olarak adlandırılıyor.

tr.wikipedia.org

Mısır mitolojisinde bereketin simgesi sayılan kurbağa biçimini taşımaktadır.

tr.wikipedia.org

Astarte genel olarak bereket, cinsellik ve savaşla bağdaştırılırdı.

tr.wikipedia.org

Bereketli topraklara sahip olan Çukurova’da her türlü ziraatın yapılması ve sanayinin ham maddesi olan ürünlerin bolluğu, bu bölgede sanayinin gelişmesinde en önemli faktör olmuş.

tr.wikipedia.org

Nüfusun artması ve bereketin devamı amacıyla yapılan bu tören cinsel ihtirasları da içerir.

tr.wikipedia.org

Mantranın sürekli zikredilmesinin sevgi, güç, bolluk/ bereket, bilgelik ve tam bir ruhsal özgürlük doğurduğu kabul edilir.

tr.wikipedia.org

Ovasının toprağı kumlu topraklardan oluşur ve oldukça bereketlidir.

tr.wikipedia.org