Translations for „bileşen“ in the Turkish » German Dictionary

bileşen PHYS

bileşen

Komponente f

bileşen

Baustein m

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Yulaf ezmesi genellikle granola kahvaltılık tahıllarda (kızartılmış yulafların şeker ve / veya kuruyemiş ve kuru üzüm ile karıştırıldığı) ve granola macunlarda anahtar bir bileşen olarak kullanılır.

tr.wikipedia.org

Durulayıcı yumuşatıcılar genellikle ana aktif bileşen olarak kuaterner amonyum tipinde katyonik yüzey aktif maddeler içerir.

tr.wikipedia.org

Son araştırmalar, trioksidanın iyi bilinen ozon/hidrojen peroksit karışımının antimikrobiyal özelliklerinden sorumlu aktif bileşen olduğunu bulmuştur.

tr.wikipedia.org

Ortalama veter uzunluğu birçok hesaplamada bileşen olarak yer aldığından hava araçları tasarımı ve/veya uçuş mekaniği analizlerinde büyük önem taşır.

tr.wikipedia.org

Kül suyu geleneksel olarak sabun yapımında ana bileşen olarak kullanılmıştır.

tr.wikipedia.org

Pek çok jel paketindeki aktif bileşen, suyla doyurulduğunda ve donduğunda soğuk kalabilen, toksik olmayan bir toz olan sodyum poliakrilattır.

tr.wikipedia.org

Son hızlar daha sonra iki yeni bileşen hızları hesaplanabilir ve çarpışma noktasına bağlıdır.

tr.wikipedia.org

Bugün opera ve orkestralarda çan sesi akortlu madeni borulardan bileşen özel bir çalgı ile verilir.

tr.wikipedia.org

Büyük bir eğitici bileşen kullanarak bu kronik hastalıkla ve hastalığın önlenmesi ile ilgili gerek sağlık profeseyonelleri gerek halk arasındaki farkındalık düzeyini yükseltmeye çalışacaktır.

tr.wikipedia.org

Bu dört bileşen, o zamanlar birçok kişi tarafından kadınlığın "doğal hali" olarak kabul edildi, bu ideolojinin bugün hala var olan yankıları.

tr.wikipedia.org