Translations for „edebilen“ in the German » Turkish Dictionary

wettbewerbsfähig

rekabet edebilen

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Bu ürün baş kısmı hareket edebilen bir ortopedik yatak olarak tescil edilmiştir.

tr.wikipedia.org

Taştan, şiiri “draje söz, kültür kombinezonuna eklenen son halka” olarak şairi “içinde yaşadığı toplumun kültürel değerleriyle beslenen, ondan aldığını farklı ve estetik kılarak ona iade edebilen bir aydın” olarak tanımlamaktadır.

tr.wikipedia.org

Akılcılık; temiz, kendi kendini kontrol edebilen ve sanatsal ustalığa ulaşmış bir yazı yaratmıştır.

tr.wikipedia.org

Bu sınıfın gemileri 1899-1905 arasında modernize edildi, silahları daha hızlı ateş edebilen yeni silahlarla değiştirildi.

tr.wikipedia.org

Hareket edebilen bu sütun deprem terazisi görevi görmektedir ve dönertaş olarak adlandırılmaktadır.

tr.wikipedia.org

Büyük ikramiye isabet eden numaraları tahmin edebilen olmadığı durumunda, büyük ikramiye bir sonraki haftaya devretmektedir.

tr.wikipedia.org

Bununla birlikte, bu kısıtlamayı ifade edebilen daha güçlü gramer yapıları ise verimli bir şekilde ayrıştırılamaz.

tr.wikipedia.org

Bu özellik de motoru, mavnalara yük bindirme / indirme gibi aralıklarla devam edebilen türdeki işler için çok kullanışlı hale getirmekteydi.

tr.wikipedia.org

Uyluk kemiğindeki çıkıntılar, uzuvlarla yapılan yüzme sırasında bacağı stabilize edebilen güçlü fleksör kasların bir göstergesidir.

tr.wikipedia.org

Akvaryumun boyutları tek bir balığın bulunduğu küçük bir cam kavanozdan deniz ekosistemini tümüyle taklit edebilen devâsa halka açık akvaryumlara kadar değişir.

tr.wikipedia.org