Translations for „fildişi“ in the Turkish » German Dictionary

I . fildişi <-ni> N

1. fildişi (des Elefanten):

fildişi

Stoßzahn m

2. fildişi:

fildişi

Elfenbein nt

3. fildişi:

fildişi

Zahnbein nt

II . fildişi <-ni> ADJ

fildişi

aus Elfenbein

Fildişi Sahili

Elfenbeinküste f

Usage examples with fildişi

Fildişi Sahili

Elfenbeinküste f

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Zeus'un oturduğu taht, abanoz ağacından yapılmış, altın, fildişi ve değerli taşlardan kakmalar ile süslü hâliyle heykelin kendisinden daha etkileyiciydi.

tr.wikipedia.org

En çok fil, fildişi, reçine, cila/vernik, kakule, bal mumu, gergedan boynuzu, kirpi tüyü ve çeşitli deri tüylerinin yaygın olarak ticareti yapılmıştır.

tr.wikipedia.org

Bu listede fildişi, abanoz, maymun, leopar derileri, köleler gibi maddeler yer alır.

tr.wikipedia.org

Bağa, fildişi, kemik, çeşitli filetolar ve altın, gümüş gibi kıymetli madenler de sedefkârlıkta kullanılan malzemelerdir.

tr.wikipedia.org

Bağa, fildişi, kemik, çeşitli filetolar ve altın, gümüş gibi kıymetli madenler sedefkârlıkta kullanılan sedef dışındaki diğer malzemelerdir.

tr.wikipedia.org

Sap ucunun sıklıkla bir insan başı şekline oyulmuş ve boyanmış hali ile fildişi, abanoz ya da sedef kullanılarak yapılmış kakmalar sık görülen süslemelerdir.

tr.wikipedia.org

Yerliler yabani kauçuk, palmiye yağı ve fildişi toplamaları için angarya koşulurken, yönetime istenen miktarda kauçuk teslim etmeyen köylüler kırbaçlama ve rehin alma gibi yöntemlerle cezalandırıldılar.

tr.wikipedia.org

Bu gelişme sınırlıydı ve çoğunlukla fildişi, kauçuk ve kerestenin çıkarılmasıyla gerçekleşti.

tr.wikipedia.org

Saydam fildişi rengindeki yumurtalar 0.5 mm boyunda olup üzerinde silik çizgiler vardır.

tr.wikipedia.org

Hoysalaların taş işçiliği bir fildişi oymacısının ya da kuyumcunun altın işçiliği ile kıyaslanır.

tr.wikipedia.org