Translations for „hayatından“ in the German » Turkish Dictionary

sich pudelwohl fühlen

hayatından memnun olmak

um jemandes Leben bangen

biri(si)nin hayatından endişe etmek

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Charlie, kent hayatından sıkılmış ve kendini taşranın sakinliğine bırakmış şehirli bir züppedir.

tr.wikipedia.org

Pope evine döndü ve karısına daha önceki yaşamıyla ilgili itirafta bulundu, bir kadının ondan hamile kaldığını söyledi ve o zamanı hayatından çıkarmak istediğini belirtti.

tr.wikipedia.org

Fakat konularını köy hayatından aldığı ilk resimlerinde bir romantizm sezilir ve zaman zaman izlenimciliğe kaçmıştı.

tr.wikipedia.org

Rosalie, güzelliğini ve huy olarak inatçılığını insan hayatından vampir hayatına taşımıştır.

tr.wikipedia.org

Helga, buradaki hayatından sonra adalara göç etti ve bilgisiyle; yeni iksirler, karışımlar ve bitkiler bulmaya devam etti.

tr.wikipedia.org

Ardından hayatından endişe duyduğunu bildirerek itimatname verilmesini talep etti.

tr.wikipedia.org

Oğlunun ölümünün ardından bir daha toparlanamadı ve kamu hayatından çekilerek yaşamının sonuna kadar matem elbisesi içinde yaşadı.

tr.wikipedia.org

Daha çok küçükken atıldığı iş hayatından çok büyük dersler çıkarttığını okudukça görebileceğiniz gibi siyasi görüşlerini ve kitap okuma azminin de geliştiğini de gözlemleyebilirsiniz.

tr.wikipedia.org

Tanpınar'ın özel hayatından otobiyografik unsurlar içeren roman İstanbul’un tabiatını, semtlerini ve mimarî güzelliklerini ele alış şekliyle de önem arz eder.

tr.wikipedia.org

Pip çok hırslı bir insan olduğundan bir gün bu fakir hayatından kurtulacağını düşünür.

tr.wikipedia.org