Translations for „hayatları“ in the German » Turkish Dictionary

sich auseinanderleben

hayatları ayrılmak -in

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Elçilerin gezip gördükleri yerlerin idarî, sosyal, askerî, kültürel ve teknik hayatları; maarif, sanayi ve medeniyet seviyeleri hakkında bilgiler verenler “genel sefaretname” şeklinde adlandırılır.

tr.wikipedia.org

Oyun, dans ve şarkı üzerine kurulu neşeli bir hayatları vardır.

tr.wikipedia.org

CBS kullanarak, geçmiş olayları ve hayatları, mülkleri ve parayı kurtarma potansiyeline sahip olası gelecekteki olayları göstermek için son derece ayrıntılı haritalar oluşturulabilir.

tr.wikipedia.org

Duygu ve düşünceyi bir arada yürüten, romantik ve realist konuları ve hayatları işleyen şiirleriyle ün yapmıştır.

tr.wikipedia.org

Marley yaptığı hınzırlıklarla ve yaramazlıklarla evi dağıtmaya başlar, hayatları cehenneme dönüşür ve komik olaylar böylece gelişir.

tr.wikipedia.org

Filmde sadece suçluların hayatları değil, onları kovalayan polislerin hayatları dramatize edilmiştir.

tr.wikipedia.org

Asiller ve sıradan insanlar, askerler ve büyücüler, katiller ve bilgeler; bahtları ve elbette hayatları uğruna bir araya gelir.

tr.wikipedia.org

Antropocoğrafya her zaman eşit kalan faktörler “mekân, durum ve ülkelerin şekli gibi temel özellikleri, halkların hayatları hakkında da hüküm verebilmek için değerlendirmek” zorundaydı.

tr.wikipedia.org

Hapishane sistemi içerisinden geçen bireyler damgalanır ve hapishane sonrası hayatları bazen bir açık hava zindanına dönüşebilir.

tr.wikipedia.org

HSV ile enfekte olmuş insanlar virüsü hayatları boyunca taşırlar.

tr.wikipedia.org