Translations for „kefaret“ in the Turkish » German Dictionary

kefaret <-ti> [-fɑː-]

kefaret

Buße f

kefaret

Wiedergutmachung f

kefaretini ödemek -in

büßen

kefaret keçisi übtr

Sündenbock m

kefaret

User Entry

kefaret

Sühne(opfer)

Usage examples with kefaret

kefaret keçisi übtr

Sündenbock m

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Kişilerin çoğu bu kısıtlamalara uyup, çiğnediğinde de kiliseye kefaret verse bile, bu ibadetten kaçmanın yollarını arayan birçok kişi de vardı.

tr.wikipedia.org

Levililer 16:29 bu kutsal günün, 7. ayın onuncu gününde, kefaret günü olarak kabul edilmesini emretmiştir.

tr.wikipedia.org

Doyle, korkmuş bir mülteci grubu yardımını isteyince kefaretinin bedelini ödemek için bir fırsat yakalama şansına sahip olur.

tr.wikipedia.org

Karakter eleştirmenler tarafından olumlu tepkiler aldı, birçok eleştirmen onun olgunluğunu, ahlaki karmaşıklığını ve belirsizliğini ve ilk oyunun odak noktaları olarak kefaret arayışını örnek gösterdi.

tr.wikipedia.org

Son olarak da, haçlı seferlerine katılmanın tüm kefaretlerin ödenmesini sağlayacağını ve haçlıların bütün günahların affettireceğini bildirdi.

tr.wikipedia.org

Günah Çıkarmada alınan kutsama günahları siler, ama kişinin günahlarının kefaretini ödemesi için ceza çekmesi de gerekmektedir.

tr.wikipedia.org

Günahlarının kefaretini ödeyebileceği çileci bir yaşamın arzusuyla dolmuştu.

tr.wikipedia.org

Kaderin sillesini yiyerek toplum dışına itilmiş olan bu karakterler son bir çabayla kurtulmaya ve kendilerini affettirmeye çalışırlar ama baskıcı düzen kapılarına onlara kapatarak kefaretlerini reddeder.

tr.wikipedia.org

Hayvansal gıdalardan kefaretler nedeniyle çoğu zaman uzak durulsa da, uygulamada verilen ödünler daha çoktu.

tr.wikipedia.org

Mektupta vaftiz ile beraber tam bağışlanma alındığına göre, vaftizden sonra işlenen tüm günahların kefaret ve gerçek tövbe gerektirdiğini açıkça dile getirmektedir.

tr.wikipedia.org