Translations for „nükte“ in the Turkish » German Dictionary

nükte N

1. nükte:

nükte

Witz m

2. nükte:

nükte

Pointe f

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Küçük bir taşra çevresine mensup olan bu genç kız kendi kendini yetiştirmiş, oldukça zeki, nüktedan ve canlı bir yapıya sahiptir.

tr.wikipedia.org

Fıkra, latife, nükte veya nekre, özlü bir anlatımı olan, nükteli ve güldürücü kısa hikâye.

tr.wikipedia.org

Böylece hem maksadı doğrudan söylemenin yeknesaklığı kırılır hem de söze nükte ve zarafet kazandırılmış olur.

tr.wikipedia.org

Lodge'ın bu noktada yaptığı ince nükte kadının postmodern ve feminist pozisyonunu sarsmaktadır.

tr.wikipedia.org

Bu dönemin hikâyeleri düzenli bir olay akışı, giriş, gelişme ve sonuç bölümleri ile içerik açısından düşünce, nükte, şaşırtıcılık ve abartmaya sahiptir.

tr.wikipedia.org

Müzeyyen hanıma geçmişte kendisiyle yaşadığı sorunları ve film için izin vermediğini nükteli sözler ile anlatır.

tr.wikipedia.org

Metinde açıklığı ve canlılığı nükteli cümlelere tercih ederdi.

tr.wikipedia.org

Azadeler genellikle ders vermek ya da nükte etmek amacıyla yazılmıştır.

tr.wikipedia.org

Hoirosfaktis, mektuplarının yanı sıra ilahiyat eserleri, ilahiler ve nükteler de yazmıştır.

tr.wikipedia.org

Bilinen bir hadise, kişi, nükte, fıkra, atasözünü dolaylı biçimde anlatma sanatıdır.

tr.wikipedia.org