Translations for „nabız“ in the Turkish » German Dictionary

nabız <-bzı> N

nabız

Puls m

nabız

Pulsschlag m

nabzına bakmak -in

den Puls fühlen jdm

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Genel olarak dinlenme sırasında nabzın dakiada 100'ü aşması yetişkinlerde taşikardi olarak kabul edilmektedir.

tr.wikipedia.org

Nabız enerjisi, oyundaki var olan her canlının yaşam temelini oluşturan enerjiden kaynaklanır.

tr.wikipedia.org

Bacaklarda kan basıncının azalması veya uyluk atardamar nabzının gecikmesi veya olmaması, aortik daralmaya (aort damarının kalbi terk ettikten hemen sonra daralması) işaret edebilir.

tr.wikipedia.org

Periyodiklik aramalarını verilere uygulandığı zaman, basit bir şekilde tek başına olan nabız araştırmalarından ziyade “pulsarlar çok daha yüksek sinyalden sese oranlarında saptanmışlardır”.

tr.wikipedia.org

Telefon hattında bir bağımlının damarlarındaki eroin gibi gezinmek, bir elektronik nabız dışarıya gönderildi, günden güne artan yeteneksizliklere karşı, bir sığınak aranıldı.

tr.wikipedia.org

Herofilus venler ile arterleri ayırsa da, nabzın doğrudan arterlerin bir özelliği olduğu düşünmüştür.

tr.wikipedia.org

Prehipertansiyon ya da “sınır hipertansiyon”dan muzdarip daha genç bazı kişilerin yüksek kalp debisi, yüksek nabız ve normal periferik rezistansa sahip olduğuna dair bulgular bulunmaktadır.

tr.wikipedia.org

Araştırmanın kendisi bittiği zaman, tek dağılmış nabızlar için aramalar başladır.

tr.wikipedia.org

Bu parametreler hastanın kalp ritmi, ısı,oksijen satürasyonu, kandaki oksijen seviyesi,nabız olarak sıralanabilir.

tr.wikipedia.org

Kalp hızını arttıran sempatik aktivite, duyarlı bireylerde vagal aktivasyona neden olur, kan basıncı ve nabız düşmesi sonucunda serebral perfüzyon bozulur ve senkop gelişir.

tr.wikipedia.org