Translations for „okumaya“ in the German » Turkish Dictionary

die Mühe ( das Buch / der Film) lohnt sich

zahmete (kitap okumaya / film izlemeye) değer

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Burada, arkadaşlar birbirlerinin edebi metinlerini okumaya çalıştılar fakat aynı zamanda yabancı metinleri ve oda müziğini keşfetme konusunda da hevesliydiler.

tr.wikipedia.org

Hikayenin devamında, kız ve havacı, annesinin haberi olmadan birlikte okumaya ve oynamaya devam etmektedirler.

tr.wikipedia.org

Hamburg'da İktisat okumaya başladı ve üniversiteyi 1949 yılında ekonomi uzmanı olarak bitirdi.

tr.wikipedia.org

Zanlı, ilk duruşması sırasında cinayeti kendisine gelen bir vahiy sonucu işlediğini, episkoposun deccal olduğunu söylemiş ve duruşma salonunda ezan okumaya kalkışmıştır.

tr.wikipedia.org

Burada yatan kişiden doğrudan yardım istemekten veya onu aracı kılmaktan veya o kişinin ruhuna dua okumaya kadar pek çok uygulamanın öznesi konumundadır.

tr.wikipedia.org

O dönemde okumaya, tiyatroya ve operaya gitmenin yanı sıra seyahat etmeye ve sosyal olmaya önemli bir zaman ayırdı.

tr.wikipedia.org

Türvak'ın sınavını kazandı ve İstanbul'a yerleşerek burada oyunculuk okumaya başladı.

tr.wikipedia.org

Amaç, sadece probleme neden olanlarla uğraşmak değil, herhangi bir meydan okumaya muktedir olmaktır.

tr.wikipedia.org

Yağmurluğunun cebinden çıkan iki eski mektubu okumaya başlar.

tr.wikipedia.org

Her başı, dört vedadan birini ezberden okumaya devam eder.

tr.wikipedia.org