Translations for „tereddüt“ in the Turkish » German Dictionary

tereddüt <-dü> N

1. tereddüt:

tereddüt

Bedenken nt

Phrases:

tereddüt

Unentschlossenheit f

tereddüt etmek

zögern, zaudern

tereddüt

User Entry

tereddüt

Zweifel, Schwanken

Usage examples with tereddüt

tereddüt etmek

zögern, zaudern

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Başka bir sorun ise kendinin "tereddüt" olarak tanımladığı çocukluğunda edindiği ve tüm yaşamı boyunca onun felaketi olan kekemeliktir.

tr.wikipedia.org

Bu anımsama tereddüt ya da bilinçli bir çaba olmadan gerçekleşir.

tr.wikipedia.org

Bilim dünyasının çoğu, çift sarmallı teklifi kabul etmeden önce birkaç yıl tereddüt etti.

tr.wikipedia.org

Erken dönem İslam dil bilimcileri kelimenin sırat, sirat veya zirat şekillerinden hangisi ile okunması gerektiğinde tereddüt ettiler ve onu yabancı bir kelime olarak tanımladılar.

tr.wikipedia.org

Atına ok atmakta tereddüt eden askerlerinin hepsi atılan oklarla öldürüldü.

tr.wikipedia.org

Ellie tereddüt etmeden şiddet kullanır ve sıklıkla küfür eder.

tr.wikipedia.org

Kont biraz tereddütten sonra bu teklifi kabul eder.

tr.wikipedia.org

Gerek proje fikrinin köylülerle tartışılması gerekse projenin uygulanmasına ilk etapta köy halkı istekli ancak tereddütle yaklaşmışlardır.

tr.wikipedia.org

Daha sonra, radyasyon dozunun "oldukça zararsız" olduğunu, ancak "malzemeyi çıkarmadan önce iki saniye daha tereddüt etseydi... dozun ölümcül olacağını" hesapladı.

tr.wikipedia.org

Türün nihai başarısızlığının diğer nedenleri arasında, restoratif edebi normların baskısı, türdeki tereddütlü gelişme, resmi güvensizlik ve pek çok yazarın kendilerini olduğundan daha yetenekli görmesi vardı.

tr.wikipedia.org