Translations for „uyandıran“ in the German » Turkish Dictionary

aufsehenerregend

heyecan [oder şaşkınlık] uyandıran

aufsehenerregend

sansasyon uyandıran

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Gelinler tipik olarak düğünlerinin popüler eğilimlerine göre buketlerinin şeklini seçerler, ancak bazıları başka bir zaman dilimini uyandıran buketleri seçer.

tr.wikipedia.org

Neolitik Çağ'ın iki yapı katında, güneşte fazla kurutulmamış izlenim uyandıran kerpiçler kullanılarak özensizce inşa edilen yapılar bulunmuştur.

tr.wikipedia.org

Dünyada da büyük yankı uyandıran bu facia hakkında kısa süre içerisinde hükûmet tarafından soruşturulma başlatıldı.

tr.wikipedia.org

Sıklıkla onu uyandıran,fazla konuşan ya da sadece sinirine dokunan insanları öldürmekle tehdit edecek kadar da kaprisli.

tr.wikipedia.org

Viseral yapılar (örneğin kalp, karaciğer ve bağırsaklar) gerilmeye, iskemi ve iltihapa oldukça duyarlıdır ancak normalde diğer yapılarda ağrıyı uyandıran yakma ve kesme gibi diğer uyaranlara nispeten duyarsızdır.

tr.wikipedia.org

Onun bugüne kadar gelen önemi zaman zaman dini konular tarafından da belirlenen orijinalliğe ve hayranlık uyandıran teknik virtüöziteye dayanmaktadır.

tr.wikipedia.org

Galip asabi mizaçlı, işrete düşkün, etrafında saygı uyandıran bir kişiliğe sahipti.

tr.wikipedia.org

Nezaketin sahip olduğu güç en çok fedakarlık, cömertlik, yardımseverlik ve genel olarak insanlara yardım etme isteği uyandıran duygularla ilgilidir.

tr.wikipedia.org

Flaş bellek terimi şaşkınlık uyandıran, gelişigüzel aydınlanmalar, detay, görüntünün özü gibi kelimeleri akla getirir.

tr.wikipedia.org

Erkek ve kadından üçüncü bir varlık üretilir: neşe veya üzüntü uyandıran müzik.

tr.wikipedia.org