Translations for „belli başlı“ in the Turkish » German Dictionary

belli başlı

belli başlı

führend, prominent (Person)

belli başlı

wichtigste(r, s) (Sache)

Usage examples with belli başlı

belli başlı

wichtigst-, bekanntest-

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Teyitçiler/doğruluk kontrolcüleri bir iddiayı yahut haberi kontrol ederken belli başlı noktalara dikkat etmektedirler.

tr.wikipedia.org

Ateroskleroz, tromboz ve embolizm belli başlı organik daralma nedenleridir.

tr.wikipedia.org

Dokuma, kereste, giysi, makine, deri ve yünlüler bu bölgede üretilen belli başlı mallardı.

tr.wikipedia.org

Belli başlı dereleri kilise, çelikgöl, camili ve kederli dereleridir.

tr.wikipedia.org

Bu metinde varlık, varolan, değişim, devinim, zaman, hareket, ilk hareket ettirici gibi belli başlı hususlardan söz etmektedir.

tr.wikipedia.org

Kellik, saçkıran, kepek, dazlaklık belli başlı saç hastalıklarıdır.

tr.wikipedia.org

Belli başlı molar değerler verilmişse, bahsi geçen maddenin miktarı hacim, kütle veya yoğunluk ölçerek bulunabilir.

tr.wikipedia.org

Belli başlı dağıtımcılarla anlaşarak veya kitabevlerinin siparişlerine göre kitaplar paketlenerek nakledilir, ürün pazara çıkar.

tr.wikipedia.org

Bazı postmodern teorisyenlerin özellikle belli başlı ideolojilerle polemik halinde olması bunu yadsımaz.

tr.wikipedia.org

Teorik ateizmin dallarının her birinin kendine göre mantıksal ya da felsefi dayanakları varken, pratik ateizmin belli başlı dayanakları yoktur.

tr.wikipedia.org