Translations for „görüp“ in the German » Turkish Dictionary

erleben (im Leben vieles gesehen und erlebt haben)

görüp geçirmek

es dabei bewenden lassen

bş-i yeterli görüp geçmek

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Sana zulüm etmişler ve gidip gelme sermayesi vermişler ki, daima faydasız mücadele edesin ve uğursuz yüzler görüp sert sözler işitesin.

tr.wikipedia.org

Ama kütüphanenin bomboş olduğunu görüp meraklanırlar.

tr.wikipedia.org

Masallarda cezaların en kötülerinden biri taşa dönüşmektir, böylece insanlar o taşı görüp ibret alırlar.

tr.wikipedia.org

Balıkçılardan biri buraya oturarak ay olmayan geceleri balıkların yakamoz yaparak geçtikleri yolları görüp dümenciyi yönlendirirler veya doğrudan kendileri tekneye kumanda ederler.

tr.wikipedia.org

Aynı yıl hurdacıdan malzeme almaya gittiğinde bir hidrolik sıkıştırma makinesini çalışırken görüp bunu heykellerinde denemeye karar verir.

tr.wikipedia.org

Churchland profesyonel felsefenin önemli bir kısmını gereksiz, nüanslı ayrımlara saplantılı olarak görüp, dışlar.

tr.wikipedia.org

Nihayet gerekli malzemeleri temin edip bir kamyonun arkasında köye vardığında köyde salgın hastalık başladığını, bebeklerin birer birer öldüğünü görüp çaresizliğe kapılır.

tr.wikipedia.org

Bu dönüm boyunca bademcik emfeksiyonu vardı ve insanlar bunu gerekli görüp "cerrahi maske" giyinmeye başladılar.

tr.wikipedia.org

Dorfles, psikiyatri alanında uzmanlaşmış tıp alanında eğitim görüp mezun olmuştur.

tr.wikipedia.org

Savaşın bitmesinden yedi ay sonra binaların sadece %20'si hasar görmedi, bunların %25'i komple hasar görüp yıkıldı ve %55'i kısmen hasar gördü.

tr.wikipedia.org