Translations for „haliyle“ in the Turkish » German Dictionary

haliyle

haliyle

an sich

haliyle

an und für sich

haliyle

wohl oder übel

haliyle bırakmak

so, wie es ist, belassen

haliyle bırakmak

unverändert lassen

Usage examples with haliyle

haliyle bırakmak

so, wie es ist, belassen

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

En basit haliyle perde, istenen kısmı kaplamak için radyatörün uzunluğu boyunca açılan tuval veya kauçuk gibi bir malzeme rulosudur.

tr.wikipedia.org

Berat kalesi günümüzdeki haliyle, önemli ölçüde hasar görmüş olmasına rağmen etkileyici bir cazibe merkezi olmaya devam etmektedir.

tr.wikipedia.org

Kışları toprakların derininde larva veya ergin haliyle geçirip ilk baharda havalar ısınmaya başladığında toprak yüzeyine yaklaşıp beslenmeye başlarlar.

tr.wikipedia.org

Ses aralığı (İng.: range) 3,5 oktav olan, akçaağaç, ahşabı ve metal borudan yapılan fagotun uzunluğu 1,3 metre, borunun açılmış haliyle 2,5 metredir.

tr.wikipedia.org

Fakat evren genişlediğinden, serbest elektronların yoğunluğu düşecek, haliyle saçılma daha seyrek gerçekleşecektir.

tr.wikipedia.org

Bu haliyle şeytan maskarası ve insanları çarpan cin olarak değerlendirilir.

tr.wikipedia.org

Bu haliyle kitap, iletişim eğitiminin ilk adımlarından itibaren olduğu kadar, mesleğin ilerleyen aşamaları için de bir başucu kaynak niteliğindedir.

tr.wikipedia.org

Yani kelime, hukukun gücü veya güncel haliyle hukukun üstünlüğü anlamındadır.

tr.wikipedia.org

Mauthner, kavramların kelimeler ve konuşmayla ve haliyle düşünceyle de özdeş olması gerektiğini savunan düşünürler arasında yer alır.

tr.wikipedia.org

Bağlı şuur ruhçu terminolojide kullanılan bir terim olup, serbest şuur haliyle kıyaslama yapmak üzere kullanılır ve bedenlenmiş ruhun dünyevi şuurunu ifade eder.

tr.wikipedia.org