Translations for „içeren“ in the German » Turkish Dictionary

fruchtig

meyve içeren

uranhaltig

uranyum içeren

wasserhaltig

su içeren

fetthaltig

yağlı, yağ içeren

lebensbedrohlich

hayati tehlike içeren

salzhaltig

tuzlu, tuz içeren

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Bu sinüsler, makrofajlar (hücre dışı matrisi düzenli tutmaya yardımcı olan özel hücreler) içeren boşluklardır.

tr.wikipedia.org

Bazıları katili yakalamakla alakalı iyi niyetli önerileri içeren mektuplar olmasına rağmen, büyük çoğunluğu faydasız mektuplardı.

tr.wikipedia.org

Bol basil içeren balgam üst solunum yollarına ve ağız boşluğuna ulaşarak mukozaları enfekte edebilir.

tr.wikipedia.org

Yazarın kendi duygu ve düşüncelerini de içeren betimleme türüdür.

tr.wikipedia.org

Sera gazı emisyonlarını içeren yoksulların faaliyetleri genellikle katlanılabilir ölçüde soğuktan korunmak için ısınmak gibi temel ihtiyaçlarla ilişkilidir.

tr.wikipedia.org

Tüm fotoğraf akışları, haklı görünüm, slayt gösterisi, "ayrıntı" görünümü veya tarih yazısı içeren bir arşiv olarak görüntülenebilir.

tr.wikipedia.org

Uçak bileti iki tipten biri olabilir: makbuz veya kupon içeren bir kağıt bilet; ve bir elektronik bilet (genellikle e-bilet olarak anılır).

tr.wikipedia.org

Orta mekânın doğu ve batı yanlarında yarım kubbelerle örtülü dört küçük oda, güney cephesinde ise mihrabı içeren beşgen bir revak bulunur.

tr.wikipedia.org

Katılımcılardan bir yüzü beş saniye boyunca dikkatlice incelemeyi içeren bir prosedürü gerçekleştirmeleri istendi.

tr.wikipedia.org

Rice üniversitesi kimyasal yollarla tek moleküllü ve jantları bucky küreleri içeren bir araba geliştirdi.

tr.wikipedia.org