Translations for „oturmuş“ in the Turkish » German Dictionary

oturmuş

oturmuş

etabliert, fest begründet

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Bu resimde giyinik iki adam kırda oturmuş birbirine bakmaktadırlar.

tr.wikipedia.org

Peki bu tip oturmuş kurallara karşı çıkan alışılmadık davulcular yetiştirmemiş midir swing dönemi?

tr.wikipedia.org

Psikanalizin daha çok samimiyet ve ilişkilerin kökleşmiş sorunları ve oturmuş problemli yaşam kalıpları ile uğraşırken faydalı olduğuna inanılır.

tr.wikipedia.org

Burada masanın etrafında oturmuş müşteriler, onlara hizmet eden garson ve bir çocuk resmedilmiştir.

tr.wikipedia.org

Allenin iki yanında, "kuvvet ve sükûnet telkin eden" oturmuş ve yatmış pozisyonda 24 aslan heykeli bulunmasına karar verildi.

tr.wikipedia.org

Regentenstuk portrelerinde mütevelli heyetleri, yüzlerinde ciddi ifadelerle bir masanın etrafına oturmuş, koyu renkli giysilerle poz veren bir kemer sıkma ve alçakgönüllülük imajını tercih ettiler (incelikle toplumdaki seçkin duruşlarına tanıklık ediyordu).

tr.wikipedia.org

Orada oturmuş tek elle oynuyordum ve ona rehberlik ediyordum.

tr.wikipedia.org

Oyunda, siyah bir sabahlık giymiş olan yaşlı bir kadın, sallanan sandalyesine oturmuş, kendi sesini, eskiden kaydedilmiş bir kayıttan dinleyerek sallanır.

tr.wikipedia.org

Bu araştırmalar gösteriyor ki gerek fiyatının uygunluğu, gerekse tadından dolayı margarinin,tereyağının tahtına oturmuş olduğu görülmektedir.

tr.wikipedia.org

Oturmuş gayda çalan adamın şapkasındaki gurur ve kibir sembolü tavus kuşu tüyü dikkat çeker.

tr.wikipedia.org