Translations for „tanıdık“ in the Turkish » German Dictionary

I . tanıdık <-ğı> N

tanıdık

Bekannte(r) f(m)

II . tanıdık <-ğı> ADJ

tanıdık

bekannt

benim iyi bir tanıdığım

ein guter Bekannter von mir

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Tanıdık yüzleri tanımada sağ yarımküre fusiform girus, sola göre daha önemli yer tutmaktadır.

tr.wikipedia.org

Tıpa akışının tanıdık bir örneği, diş macunu tüpünden sıkılan "diş macunudur".

tr.wikipedia.org

Cengiz sarhoş olsa da bu kişinin tanıdık biri olduğunu fark eder.

tr.wikipedia.org

Yeniden üreten düşünme, tanıdık, rutin prosedürlerin uygulanmasını içerir, önceki deneyimlere dayanır.

tr.wikipedia.org

Film, atmosferi ve oyuncu kadrosunu öven eleştirmenlerden karışık eleştiriler aldı; ancak tanıdık olay örgüsünü ve öncülünden tam olarak yararlanamamasını eleştirdi.

tr.wikipedia.org

Bunları, kümeler halinde düzenlenen, eylül ayından itibaren ortaya çıkan ve bütün kış ağaçta kalan tanıdık strobiller izler.

tr.wikipedia.org

Tanıdıklar-arkadaşlar ve yabancılar-romantik partnerler arasında yapılan çalışmalar, güçlü bağlara sahip çiftlerin belleksel uydumculuğa daha yatkın olduğunu gösteriyor.

tr.wikipedia.org

Son altı varyasyon, tanıdık imgelerin birdenbire ortaya çıkması gibi, yalnızca birbirini çeken ve çekiştiren fikir girdabına parçalanmak için daha önce gelmiş olan her şeyi özetliyor.

tr.wikipedia.org

Almanya'ya gidildiğinde her şehirde tanıdık bir izci grubunun bulunması bu kampların sonucudur.

tr.wikipedia.org

Dinleyicilerine seslerini tek olarak birleştirmeye ve tanıdık oktavı birlikte söylemeye çağırıyor.

tr.wikipedia.org