Translations for „vaziyet“ in the Turkish » German Dictionary

vaziyet <-ti> N

1. vaziyet:

vaziyet

Zustand m

2. vaziyet:

vaziyet

Haltung f

vaziyet

Stellung f

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Selim, askerin vaziyeti sebebiyle İran üzerine tekrar sefer yapılamayacağından, emniyet sağlamak amacıyla doğu ve güney sınırlarına ait bazı yerleri ele geçirilmesi gerektiğine karar verdi.

tr.wikipedia.org

Albümün gerçek kapağında ise 4 tane haç tümleşik vaziyette kare oluşturma çabasındadır.

tr.wikipedia.org

Kulakçıklar küçük veya büyük, yapraksı, yaprak sapına ayrı veya yapışık vaziyette bulunur.

tr.wikipedia.org

Hamleyi atlatmak ve hamle yapmak, saldırma anında dönme, dönerken saldırma ve bunlar yapılırken de çömelir vaziyetten yaylanarak hız alma oyunun ritmini oluşturur.

tr.wikipedia.org

Bir kez ateşlemeye hazır hale getirilen mayın 30 gün boyunca kurulu vaziyette beklemekteydi.

tr.wikipedia.org

Cam bir borunun, dikey vaziyette, su gibi bir sıvının içine batırılması sonucunda konkav bir menisküs oluşur.

tr.wikipedia.org

Oyun, karakterlerin değişmeyen durağan bir vaziyette yaşadıklarını vurgular.

tr.wikipedia.org

Uçta kümelenmiş vaziyette yer alan 5-20 kadar küçük düğmemsi çiçek başlarının dış kısmı parlak sarımsı kahverengidir.

tr.wikipedia.org

Modern zamanlarda jirostat kavramı uzay araçlarını ve uyduları yörüngeye oturtmak için vaziyet kontrol sistemlerinin tasarımında kullanılır.

tr.wikipedia.org

Bunun yanında hayvanların ve bitkilerin görevlerini onlara ilham etmek ve irade ile olan hareketlerine müdahale etmek, vaziyetlerini bir şekilde düzenlemek ile de vazifelidirler.

tr.wikipedia.org