Translations for „süreğen“ in the Turkish » German Dictionary

süreğen ADJ

süreğen

chronisch

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Ankilozan eklem travmasından ileri gelebileceği gibi, süreğen bir eklem hastalığı sonucunda da ortaya çıkabilir.

tr.wikipedia.org

Dolayısıyla kesinlik bildiren iki uç arasında süreğen bir "olasılıklar skalası" geliştirmektedir.

tr.wikipedia.org

Bu çerçevede imparatorluk hiçbir zaman sağlam ve süreğen merkezî kurumlara sahip olamadı.

tr.wikipedia.org

Tozlu koşullarda çalışmanın sürmesi, süreğen bronşit, anfizem, vb.

tr.wikipedia.org

Bu olağan işlevler, süreğen gerilimin fizyolojik etkilerinin temelinde yatar.

tr.wikipedia.org

Hastalarda süreğen ve ciddi bir lenfödem varlığı sebat eder.

tr.wikipedia.org

Trahom, konjonktivayı, korneayı ve gözkapaklarını saran, genellikle süreğen bir çeşit göz hastalığıdır; gözde kesecikler ve bir kornea yastıkçığının oluşmasına ve tipik nedbe benzeri lezyonlara sebep olur.

tr.wikipedia.org

Kükürt dioksit, amfizemin ve süreğen bronşitlerin oluşumunda önemli rol oynar, çocuklarda solunum hastalıklarının sayısını artırır.

tr.wikipedia.org

Lenfomaların kimi türleri süreğen olup, en az belirtiyle ilerleyebilir (örneğin, küçük lenfositik lenfoma), ve yaşam süresinin kısalmasına neden olmaz.

tr.wikipedia.org

Bazı araştırmacılar süreğen (müzmin,kronik) streste olan bir hayvanda bu geri bildirim dizgesinin bozulduğuna inanırlar.

tr.wikipedia.org