Turkish » German

Translations for „süregelen“ in the Turkish » German Dictionary (Go to German » Turkish)

süregelen

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish
Süregelen korunma çabalarının içinde çiftçilerin bilgilendirilmesi ve ekoturizmin gelişmesine yardımcı olunması yer alır.
tr.wikipedia.org
Filmde grup üyeleri yeni albümlerine konsantre olabilmek için uzak bir eve taşınırlar, ama süregelen olaylar grup üyelerinde birinin öldürülmesine neden olur.
tr.wikipedia.org
Irsî monarşi, kalıtsal monarşi ya da hanedanlık sistemi, monarşi yönetim sisteminin en yaygın olan ve günümüzde süregelen monarşilerin çoğunun kullandığı yöntemidir.
tr.wikipedia.org
Bu mahalle tarih boyunca süregelen depremlerin çoğundan, fazla yara almadan kurtulmuştur.
tr.wikipedia.org
Bu döneme, çaresizce ihtiyaç duyulan yeni uçak tasarımlarının teslim edilememesinin yanı sıra uçak ve motorlarda süregelen eksiklikler damgasını vurdu.
tr.wikipedia.org
Antikçağda oluşan ve süregelen düşünsel gelişmelerden belirgin bir uzaklaşma ve bu gelişmelerin reddedilişi görülür.
tr.wikipedia.org
Sümerlerden beri süregelen yazın, günümüzde de iletişimin ve bilgi alışverişinin belkemiğini oluşturmaktadır.
tr.wikipedia.org
Cinsiyet rollerinin ve çeşitlerinin biyolojik olarak mı belirlendiği yoksa toplumsal inşacılık sonucu mu oluştuğu konusunda günümüzde de süregelen bir tartışma bulunmaktadır.
tr.wikipedia.org
Süregelen olgular, mitler, biyolojik veriler, psikanalizm ve tarihi materyalizmin tarihsel, edebî ve antropolojik yansımaları kritik edilerek temelsiz olduğu tezi işlenir.
tr.wikipedia.org
Arnavutluk'la süregelen savaşlar sonunda bölgede İslamiyet (Bektaşi) geniş ölçüde yayıldı ve birkaç boy hariç İşkodra ve çevresi halkı Bektaşi İslamiyet'i kabul etmeye başladı.
tr.wikipedia.org

Would you like to add some words, phrases or translations?

Just let us know. We look forward to hearing from you.

Choose your language Deutsch | български | English | Español | Français | Italiano | Polski | Русский | Türkçe