Translations for „birbiriyle“ in the German » Turkish Dictionary

sich umeinander kümmern

birbiriyle ilgilenmek

sich bekriegen

birbiriyle didişmek

(gut) aufeinander eingespielt sein

birbiriyle (çok) uyumlu olmak

sich bekriegen

birbiriyle mücadele etmek

miteinander verzahnt

(birbiriyle) iç içe geçmiş

Monolingual examples (not verified by PONS Editors)

Turkish

Aradaki fark, somut hayatta belirgin sonuçlar doğurmamıştır, zira çeşitli gelenklerden gelen budist keşişler pekala birbiriyle görüşür, buluşurlardı.

tr.wikipedia.org

Ayrıca birbiriyle ilgisiz maddeler bir arada tasarılaşırken birçok gerekli yasanın tasarlanıp yürürlüğe konması ihtiyacı ise "uyum yasaları" kapsamında ileri tarihe bırakıldı.

tr.wikipedia.org

Bir ya da birçok dilin sesbilimsel dizgelerini birbiriyle karşılaştırarak bunlar arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri ortaya koymayı amaçlar.

tr.wikipedia.org

Ona göre birbiriyle tıpatıp aynı bu iki görüntü hayatı doğrudan yansıtan sanat eserlerinin saçmalığına göndermedir.

tr.wikipedia.org

Vertov sinemada birbiriyle bağlantısız görüntülerin montaj tekniğiyle bir araya getirir.

tr.wikipedia.org

Dağınık, alelacele bir araya getirilmiş gibi duran bir yapıdan ziyade, sound ve duruş açısından birbiriyle ilintili bir koleksiyon izlenimi vermektedir.

tr.wikipedia.org

Bahâîliğe göre ise bu ifadelerin kastettiği şey, bu dinlerin peygamberlerinin aslında aynı dini ve aynı öğretileri diriltmekte olduğu; dolayısıyla dinlerin bu noktada birbiriyle çelişik olmadığıdır.

tr.wikipedia.org

Ataxia,kasların birbiriyle ilşkisiz çalışması sonucu istemli hareketlerin düzensiz seyretmesi hali,vücut hareketlerinde uyumsuzluk.

tr.wikipedia.org

Bunun için ilk dönemlerde türkü düzmek ve şiir söylemek birbiriyle eş tutulmuş, koşuk sözcüğü böylece ortaya çıkmıştır.

tr.wikipedia.org

Hayaller, birbirinden farklı beklentiler ve çıkar ilişkileri birbiriyle çakıştıkça gerilim de artmaya başlıyor.

tr.wikipedia.org