Translations for „tatt“ in the German » Turkish Dictionary

tat VB trans

tat → tun:

See also tun

tun <tut, tat, getan> VB trans

1. tun (machen):

tun

yapmak

tun etw

etmek -i

2. tun (bewirken):

tun etw

meydana getirmek -i

3. tun (setzen, legen, stellen, stecken):

tun etw in/auf etw

koymak -i -e

sein Bestes tun

elinden geleni yapmak

ich habe zu tun

işim var

ich habe damit nichts zu tun

bu işle hiç bir ilgim yok

mit etwas zu tun haben

bir şeyle ilgisi [oder ilişkisi] olmak

tun und lassen, was man will

istediğini yapmak

so tun, als ob ...

-miş gibi yapmak

Sie tun gut daran, zu ...

-mekle iyi edersiniz

er tut nur so

öyleymiş gibi yapıyor

das tut mir gut

bana iyi geliyor

matt ADJ

1. matt:

matt (glanzlos)

donuk

matt (glanzlos)

sönük

matt (Farbe auch)

uçuk

2. matt (erschöpft):

matt

yorgun

matt

bitkin

matt

dermansız

3. matt (Schach):

matt

mat

satt ADJ

1. satt (nicht hungrig):

satt

tok

satt

doymuş

2. satt fig (überdrüssig):

satt

bıkkın

satt

usanmış

ich bin satt

karnım doydu

ich bin satt

doydum

sich satt essen

doyuncaya kadar yemek

Watt¹ N nt (an der Nordsee)

Watt

Küzey Denizin'de deniz yükseldiği zaman su altında kalan sahil kısmı

Tat N f

1. Tat (Handlung):

Tat

eylem

Tat

hareket

Tat

fiil

2. Tat (Straf-):

Tat

suç

Tat

cürüm

3. Tat (Helden-):

Tat

kahramanlık

in der Tat

gerçekten

in der Tat

sahiden

jdn auf frischer Tat ertappen

birini suçüstü yakalamak

Taft <-s, -e> N m

Taft

tafta

Takt N m

1. Takt MUS:

Takt

ölçü

Takt (türkisch)

usul

2. Takt (-gefühl):

Takt

incelik

Takt

denlilik

Takt

takt

tabu ADJ

tabu

tabu

taub ADJ

1. taub (gehörlos):

taub

sağır

2. taub (gefühllos):

taub

uyuşuk

sich taub stellen

duymamazlıktan gelmek

tags ADV

tags darauf (zuvor)

bir gün sonra (önce)

trat VB intr, trans

trat → treten:

See also treten

I . treten <tritt, trat, getreten> VB trans (mit dem Fuß stoßen)

treten jdn/etw

tekmelemek -i

treten jdn/etw

tekme atmak -e

II . treten <tritt, trat, getreten> VB intr +sein (be-, hinein-)

treten in etw

girmek -e

auf etw treten

bir şeye (ayak) basmak

etw mit Füßen treten (missachten)

bir şeyi çiğnemek

Bett N nt

Bett

yatak

Bett (Fluss-)

nehir yatağı

zu Bett bringen/gehen

yatırmak/yatmak

fett ADJ

fett

yağlı

fett (Person)

şişman

Fett N nt

Fett

yağ

Gott N m

1. Gott (ein einzelner):

Gott

tanrı

2. Gott (der einzige):

Gott

Tanrı

Gott

Allah

du lieber Gott!

aman Allahım!

Gott sei Dank!

Allah'a şükür!

um Gottes willen!

Allah aşkına!

weiß Gott

Allah bilir

über Gott und die Welt reden

havadan sudan konuşmak

Kitt N m

Kitt

macun